Yakın geçmişte; ulaştırma ve turizm sektörlerindeki yeniliklere, insanların serbest dolaşımının artmasına, yatırım amaçlı gayrimenkulü teşvik eden uygulamalara şahit olduk. Bu gelişmeler yatırım amaçlı gayrimenkul piyasasını hareketlendirdiği gibi geleneksel banka tasarrufuna duyulan yatırımcı güvenini azalttı. Bu hareketlilik, düşük finansal maliyetleri ve herhangi bir ön ödeme gerektirmeyen bankacılık sistemlerinden ileri gelmiştir.
Emlak yatırımcıları piyasası; yalnızca yatırım ve emeklilik fonu gibi kurumsal yatırımcılar sayesinde değil, küçük tasarruf sahiplerinin de katkılarıyla küresel bir hale gelmiştir.
Bununla birlikte, uluslararası sahadaki gayrimenkul yatırımları; yerel kavram ve kuralların çeşitliliğinden kaynaklanan zorluklar içerir. Her ülkenin; mülkiyet hakkını ilgilendiren devir, maliyet, kullanma, tükenme gibi yetkiler ve vergilendirme hakkında farklı düzenlemelere sahip olması oldukça doğaldır.